Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü, Irak’ın Ninava vilayetine bağlı Telafer kentinin kontrolünü, onlarca masumun kanını dökerek ele geçirdi. (17 Haziran 2014)
Burası Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Çoluk çocuk binlerce insan, evlerini yurtlarını bırakıp bilmedikleri başka diyarlara göç etmek zorunda kaldı. Kimi yakınlardaki başka kentlerde, kendilerini şimdilik güvende hissedecekleri akrabalarının evlerine, çoğunluğu da sınır bölgelerine yakın alanlara, uluslararası yardım kuruluşlarınca kurulan kamplara yerleşti. ‘Vekalet sistemi’ nedeniyle bir akrabalarının gelip kendilerini almasını bekleyen binlerce insan, halen eyaletler arasındaki sınır kapılarında bekletiliyor. Yuvalarını, akrabalarını ve hatıralarını geride bıraktılar, hiç bilmedikleri bir memlekette, beyaz bir çadır içinde günlerini ve gecelerini geçirecekler. Gözlerdeki endişe ilk fark edilen şey. Çocuklarsa hiçbir şeyden habersiz tozun toprağın içinde oynuyor. Kampta ne kadar kalınacağını, akıbetlerinin ne olacağını kimse bilmiyor. 4 çocuk babası Agat S., “Eğer gelme seydik çocuklarımı öldüreceklerdi, bir yakınım geride 90 yaşındaki babasını bıraktı, duyduk ki önce ellerini, sonra başını kesip öldürmüşler.” diyor.
İnsanların bu duruma düşmelerinin nedeni, Amerikan ordusundan aldıkları bütün eğitim, teçhizat ve silah imkanına rağmen savaşmayı reddederek siperlerini bırakıp kaçan Irak askerleri. Öyle bir kaçış ki, miğferlerini bile terk etmişler bıraktıkları yerlerde. Bölge şimdi Peşmerge askerlerinin kontrolünde. Şehirler el değiştiriyor, her yeni gün birileri bir yerlere sahip olduklarını ilan ediyor. Bütün savaşlarda olduğu gibi Irak’ta da kendilerine ait olmayan bir savaşın acısını en çok masum siviller yaşıyor.
Burası Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Çoluk çocuk binlerce insan, evlerini yurtlarını bırakıp bilmedikleri başka diyarlara göç etmek zorunda kaldı. Kimi yakınlardaki başka kentlerde, kendilerini şimdilik güvende hissedecekleri akrabalarının evlerine, çoğunluğu da sınır bölgelerine yakın alanlara, uluslararası yardım kuruluşlarınca kurulan kamplara yerleşti. ‘Vekalet sistemi’ nedeniyle bir akrabalarının gelip kendilerini almasını bekleyen binlerce insan, halen eyaletler arasındaki sınır kapılarında bekletiliyor. Yuvalarını, akrabalarını ve hatıralarını geride bıraktılar, hiç bilmedikleri bir memlekette, beyaz bir çadır içinde günlerini ve gecelerini geçirecekler. Gözlerdeki endişe ilk fark edilen şey. Çocuklarsa hiçbir şeyden habersiz tozun toprağın içinde oynuyor. Kampta ne kadar kalınacağını, akıbetlerinin ne olacağını kimse bilmiyor. 4 çocuk babası Agat S., “Eğer gelme seydik çocuklarımı öldüreceklerdi, bir yakınım geride 90 yaşındaki babasını bıraktı, duyduk ki önce ellerini, sonra başını kesip öldürmüşler.” diyor.
İnsanların bu duruma düşmelerinin nedeni, Amerikan ordusundan aldıkları bütün eğitim, teçhizat ve silah imkanına rağmen savaşmayı reddederek siperlerini bırakıp kaçan Irak askerleri. Öyle bir kaçış ki, miğferlerini bile terk etmişler bıraktıkları yerlerde. Bölge şimdi Peşmerge askerlerinin kontrolünde. Şehirler el değiştiriyor, her yeni gün birileri bir yerlere sahip olduklarını ilan ediyor. Bütün savaşlarda olduğu gibi Irak’ta da kendilerine ait olmayan bir savaşın acısını en çok masum siviller yaşıyor.